Mindfulness Kahveler
Sabah kalkar kalmaz kahve yapanlardan mısınız? Peki neden? Yani sadece ezbere bir alışkanlık mı sizin için? Benim için en büyük yataktan kalkma motivasyonu, tam bir sabah ritüeli. Tamam kabul ediyorum kahveyi çok seviyor olmam, aldığım eğitimler bunu tetikliyor ama mindfulness hali yani bilinçli farkındalıkla anda olabilmeyi deneyimlemeye başladığımdan beri bunun için bir fırsat kahve saatleri.
Gün içinde bilinçli olarak sessiz kalmak ve sadece o an yaptığımız şeye
odaklanıp duyularımızı yoklamak merkezimize dönmemize yardımcı oluyor. Evet
aslında bir çeşit meditatif hal yardımcı oluyor bize. Günün her saati
halledilmesi gereken işler varken gelin mola diyelim adına. Sabahları, gün
içinde ya da gün bitmeden bedeni, zihni ve ruhu bir araya getirmek dengeyi
hissetmemizi sağlıyor. Belki de bu balans ile bir anlık rahatlama
yaşayabiliyoruz. Molalar bir nevi yavaşlatıcı yani size bir hatırlatma yaparak
anı eş geçmemenizi, gün içinde bir anlığına da olsa kendinize dokunmanıza sebep
oluyor ve sonuç olarak her şeyle ilişkimizin düzene girmesini vadediyor. Ama
bunu kodlamak gerek ve hatta modern dünyanın günlük akışında şart ya da bence
başka türlüsü mümkün olmuyor bu koşturmacada! Parmağınıza ip mi bağlarsınız
hatırlamak için, avucunuzun içine not mu alırsınız ya da hatırlatıcı bir
uygulama mı indirirsiniz telefonunuza bilemiyorum. Benim yöntemimse kahve
demlemek! Çünkü günün başından sonuna sürekli yaptığım, keyif aldığım,
mütemadiyen içinde olduğum bir hal. Ve hatta mindfulness deneyimi için gerekli
olandan fazlasına sahip.
Bakın nasıl geçiyor bir molam; önce suyu kaynatıyorum ve bulunduğum andaki sesi duyuyorum, ardından kahveyi öğütüyorum kokuya şahit oluyorum, demlemeye başlıyorum buharı izliyorum, elime fincanı alıp sıcaklığı hissederek buradayım, aynı sıcaklıkta diyorum ve aldığım ilk yudumla bunun altını çiziyorum. Yani kahve yapmak, küveti doldurmak, güzel bir kahvaltı hazırlamak ya da bunun gibi keyifli haller kendimize ayırdığımız zamanı temsil ediyor. Bunu hemen herkes biliyor artık. Ama bilinçli farkındalıkla tanıştıktan sonra bunlar sadece kendime yaptığım jestler olarak değil aynı zamanda bir yavaşlama olmasına ve sadece o anı hissetmeme neden oldu. Yani tam olarak bilinçli farkındalığın hedeflediği gibi şimdiki ana yumuşakça dönüyorum. Günün her anı, her yerde bu deneyimi yaşamak ve bunu çeşitlendirmek pek tabii mümkün! Yemek yerken, yürüyüş yaparken, çalışırken, köpeğinizi gezdirirken, müzik dinlerken, insanlarla ya da diğer canlılarla iletişim kurarken bilinçli farkındalıkla yapabilirsiniz. Yani tüm bunları yaparken otomatik odaktan çıkıp kendi irademizle o ana geliyoruz Jung’un tabiriyle ‘karanlığı bilinçli kılıyoruz’.
Basitçe toparlarsam bilinçli farkındalık, yaptıklarınız arasında
sınırları belirleyip, multitasking aksine tek bir şey yaparak bir bakıma Slow
Living 101’in ilk maddesine aday olmak denilebilir. Son olarak bunun
bedenimizdeki herhangi bir kas gibi pratik yaparak geliştirilebilir olduğunu
kendinize hatırlatmanızı tavsiye ederim. E o zaman bir kahvenin 40 yıl hatırı
var hesabından bir mindfulness kahvenin nelere kadir olduğunu siz düşünün.
Sevgiler,
Hande.
Yorumlar
Yorum Gönder